top of page
igor-pyrig-ikuNSL3l0UQ-unsplash.jpg

July 2024 | Urban

ENGLISH BELOW

BODRUM ve ÇEŞME neden TUTUNAMADI

words Onur Baştürk

DSCF9632.JPG

Beyaz Türkler için bu yazın dillden düşmeyen çoklu denklemi malum: Birincisi, Yunan Adaları’ndan birine gidip döndükten sonra iştahlı bir şekilde şu muhabbeti yapmak: “Valla o kadar yedik içtik, toplam şu kadar ödedik. Çeşme’de, Bodrum’da olsaydık bunun beş-altı katını ödemiştik”. İkincisi ise Coldplay’in Avrupa’da verdiği konserlerden birini yakalayıp “Muhteşem bir deneyimdi” diyerek anlatmaya doyamamak… Kendimi çemberin dışında bırakmıyorum. Hatta ikinci muhabbete pek yakında Helsinki-Coldplay konseri deneyimiyle katılmış olacağım, ısrarla bekleyiniz… 

 

Esas konu ise tatilini Türkiye dışında geçirmeyi tercih edenlerin bu yaz daha da artması. “Neden böyle oldu”nun en önemli nedeni Türkiye’deki otel ve restoran fiyatlarının çok pahalı oluşu, ki bu sonuna kadar doğru. Bodrum ve Çeşme’deki restoranlara gidince şahane kazıklanıyoruz. Ama büyük resme bakınca kaçırdığımız bir şey daha var: Özgün ve otantik olma meselesi. 

 

Yunan Adaları’ndaki tatilin bu denli sevilmesinin bir nedeni de oradaki restoranların basitliği, kendine özgü tavrı, yani kimlikli oluşu. Yıllar geçse de değişmemesi. Lezzetinin aynı kalması. Bodrum ya da Çeşme’deki bir restorana gittiğinizde maalesef lezzet her zaman değişkendir. Ya malzeme iyi değildir ya da başka bir sorun vardır. Dahası, menüler hep trendlere göre belirlenir. Bir restoran menüsüne kral yengeç koyduysa diğeri de mutlaka koyar. Bulunulan konum ve malzemeye göre menü hazırlamak yerine bolca “orada olmayan ürün” menüye boca edilir. Elbette bunun aksini yapan özgün tavırlı restoran da var. Ama sayıları o kadar az ve maliyetlere o kadar hızlı yeniliyorlar ki… 

 

Bir başka şey daha: Yunan Adaları’nda denize girmenin bir seremoni olmaması. Malum, giriş ücreti ve içerde harcama limiti gibi şeylerle yorulmuyorsunuz.

 

BİR ŞEYLER ARTIK DEĞİŞMELİ 

 

Evet fiyatlar önemli bir etken, ama “tatil kültürü” daha önemli. Türkiye’de yıllar içinde kendiliğinden oluşmuş ucube tatil kültürünün artık değişmesi gerekiyor. Hem lokal hem de yabancı turistin geleceği için… Tamam, çılgın fiyatların ödendiği lüks restoran da olsun, ama onun yanında fiyatı uygun, karakterli, yemeği şahane restoranlar da olsun. Kaldı ki, birbirine benzeyen onlarca lüks restoran ve otelin olduğu Bodrum yarımadası kaliteli yabancı turist için de çekici değil. Kaliteli turist bir gün Scorpios’a ya da benzer bir restorana gitti, tamam. Ertesi gün “Bodrumlu” bir şey görmek ister. Göremeyince de gider. Bir noktadan sonra ne yapsın The Maine’i, Zuma’yı ya da lüks markaların üst üste bindirildiği, İstinye Park’ın mikro halini anımsatan Mandarin’i… 

 

Misal: Birkaç hafta önce gittiğim Capri, kaliteli Amerikalı turist doluydu. Sebebi de üç-beş otel, plaj ya da restoran değil. Capri’nin vaat ettiği yaşam kültürü ve o kültürün halen titizlikle korunuyor oluşu. Öyle ki, Capri’ye gider gitmez o yaşam kültürüne kapılıp gidiyorsunuz. Kendinizi film setinde gibi hissediyorsunuz. Bodrum’un ya da diğer popüler tatil beldelerimizin ise vaat ettiği bir yaşam kültürü artık yok. Sadece aşırı fiyatlar, trafik ve görgüsüzlüğün baskın hali var. 

 

Bu baskın hali yıkacak olan da özgün olana geri dönüp kendini yeniden inşa etmeyi başaranlar olacak. 

!

What BODRUM and ÇEŞME have MISSED out on

For white Turks, the multiple equations of this summer are well known: The first is to go to one of the Greek islands and return with the following conversation: "Well, we ate and drank so much that we paid this much in total. If we had been in Çeşme or Bodrum, we would have paid five or six times as much". The second is to see one of Coldplay's concerts in Europe and say, "It was an amazing experience... I am not leaving the circle. In fact, I will join the second conversation very soon with the Helsinki-Coldplay concert experience, so stay tuned... 

 

The main point is that the number of people who prefer to spend their holidays outside Turkey has increased even more this summer. The main reason "why this happened" is that hotel and restaurant prices in Turkey are very expensive, which is absolutely true. When we go to restaurants in Bodrum and Çeşme, we get ripped off. But there is something else that we are missing when we look at the big picture: The question of being original and authentic. 

 

One of the reasons vacations to the Greek Islands are so popular is the simplicity of the restaurants there, their unique attitude, their identity. It doesn't change over the years. The taste remains the same. Unfortunately, if you go to a restaurant in Bodrum or Çeşme, the taste is always different. Either the ingredients are not good or there is some other problem. What's more, the menus are always based on trends. If one restaurant puts king crab on the menu, another will do the same. Instead of preparing menus according to location and ingredients, a lot of "products that are not there" are put on the menu. Of course, there are restaurants with a unique attitude that do the opposite. But there are so few of them, and they lose out to cost so quickly... 

 

Another thing: swimming in the sea in the Greek Islands is not a ceremony. You know, you don't get tired with things like entrance fees and spending limits.

 

SOMETHING HAS TO CHANGE 

 

Yes, prices are an important factor, but "holiday culture" is more important. The freak vacation culture that has spontaneously developed in Turkey over the years needs to change. For the future of both local and foreign tourists... OK, there should be luxury restaurants with crazy prices, but there should also be restaurants with affordable prices, character and great food. Besides, the Bodrum peninsula with dozens of similar luxury restaurants and hotels is not attractive for quality foreign tourists. A quality tourist will go to Scorpios or a similar restaurant one day, fine. The next day he wants to see something "Bodrumian". And if he doesn't see it, he leaves. After a certain point, what is he supposed to do with The Maine, Zuma or Mandarin, where luxury brands are piled on top of each other and look like a micro-version of İstinye Park... 

 

For example: Capri, which I visited a few weeks ago, was full of quality American tourists. And not because of three or four hotels, beaches or restaurants. It is the culture of life that Capri promises, and the fact that this culture is still meticulously preserved. So much so that when you go to Capri, you are immersed in that culture of life. You feel like you are on a movie set. Bodrum or other popular holiday destinations no longer have the culture of life they promised. There is only the dominant state of excessive prices, traffic and vulgarity. 

 

It will be those who manage to go back to the original and rebuild themselves who will destroy this dominant state. 

bottom of page