January 2024 | Design & Interiors
english below
G a m F r a t e s i
POETRY, STORY AND WOOD
words Onur Baştürk
1840’lar… Michael Thonet ahşabı sıcak buharla şekillendirerek kavisli, zarif, ahşap olması nedeniyle hem güçlü hem de gayet hafif bir mobilya ortaya çıkardı. Bu yeni ürün dönemin ağır tasarımlarını bir anda geri plana attı ve o noktadan sonra Michael Thonet’nin ilerleyişini kimse durduramadı. Özellikle de bir ikon haline gelen No.14 sandalyesi sayesinde.
Bugün Michael Thonet’nin zarif ahşap geleneği modern dokunuşlarla yaşamaya devam ediyor. Çünkü Gebrüder Thonet Vienna (GTV) markası, uluslararası sahnenin önde gelen tasarımcılarıyla iş birliği yaparak bu yüzyılın ruhuna uygun koleksiyonlar ortaya çıkarıyor.
O tasarımcılardan biri de GamFratesi Studio. Danimarkalı Stine Gam ve İtalyan Enrico Fratesi’nin 2006’da kurduğu stüdyonun tasarım anlayışı gelenek ve yenilenmenin birleşmesi üzerine kurulu. Nitekim Stine ve Enrico ikilisi, Danimarkalı mobilya ve zanaat geleneğinin yanı sıra klasik İtalyan entelektüel ve kavramsal yaklaşımını tasarımlarında kullanmayı ihmal etmiyor.
GamFratesi’nin GTV için tasarladığı seriler arasında en çok öne çıkanlar ise Targa Sofa, Allegory Desk ve MOS serisi.
ALLEGORY DESK’İN YAPIMI KARMAŞIKTI
Hayranı olduğum ‘Allegory Desk’ tasarımıyla ilgili aklınızdan geçen alegoriyi merak ediyorum. Gerçekten bu tasarıma yüklediğiniz başka anlamlar var mı yoksa bu sadece dikkat çekmesi için konulmuş bir isim mi?
Aslında “Allegory Desk”in yaratım ve yapım aşaması oldukça karmaşıktı!
Ama şu kesin: Bir şiir ve hikâyeyle bağlantısı olan bir masa tasarlamak istiyorduk. Bu öyle bir hikâye olmalıydı ki, tamamen kendiliğinden gerçekleşmeliydi. “Alegori” de edebi, büyük, karmaşık fikirleri ulaşılabilir bir şekilde ifade etmek için kullanılan hikâye ya da görüntü anlamına geliyor. Bu projenin uygulaması ve tasarımıyla ilgili güzel bir metafor olur diye düşünüp bu ismi verdik.
GTV markası Avrupa tarihinin büyük bir parçası. Tasarımcı gözüyle bu köklü markaya ve onun gelecek vizyonuna bakışınız nedir?
GTV gelenekler ve zanaatkârlıkla ilgili hikâye anlatan bir marka. Bu nedenle DNA'sını her projede tutarlı bir şekilde ifade etmek gerekiyor. Onun haricinde tasarıma modern bir dokunuş yapmak bizim için esas olan nokta. Bükülmüş ahşap ve Viyana hasırı gibi geleneksel, doğal malzemeleri kullanarak hâlâ güncel olabileceğini de kanıtlıyor GTV. Bu nedenle gelecek vizyonunun yanı sıra bu tasarım tutarlılığını korumanın hâlâ mümkün olduğunu düşünüyoruz.
Kendi tasarım anlayışınızla GTV’nin anlayışı hangi noktalarda birleşti?
İlk projemiz Targa, kanepenin de içinde yer aldığı bir dizi mobilyaydı. Önceliğimiz bir kanepe yaratmaktı, ancak bizim için bu basit bir kanepe yaratmak anlamına gelmiyordu. GTV’nin tüm niteliklerini barındıran bir kanepe olması gerekiyordu: Ahşap, döşemeyi destekleyen güvenilir bir yapı ve hepsini şık bir şekilde taşıyan modern çizgiler.
GTV için yapılan serilerde kullanılan malzeme genel olarak belli: Buharla bükülmüş masif kayın ağacı. Bir anlamda başrol malzemenin. Bu malzemeyle çalışmak nasıl bir şey?
Malzeme doğal olduğu için projeyi yöneten de o malzeme oluyor. Biz projelerde dürüst olmayı seviyoruz. Bu nedenle malzemenin doğal kapasitesini zorlamak istemiyoruz. Malzemeye meydan okumayı seviyoruz ama projenin sonuna kadar da ona saygı duyuyoruz. Sonuçta ahşap ürünün son haline ulaşmak için bir araç.
Dijital çağda tasarımlar hızla kopyalanıyor ya da insanlar Pinterest’te gördüğü her şeyin aynısını yaptırmak için uğraşıyor. Bu konuda ne hissediyorsunuz?
Ne yazık ki çok kopya görüyoruz! Markalar için özgünlüklerini anlatmak kesinlikle çok önemli hale geldi.
Mobilyaların da yaşanmışlığı olduğuna ve sık değiştirilmemesi gerektiğine inananlardanım. Hatta nesilden nesile aktarılan mobilyalar daha değerli oluyor. GTV için tasarladıklarınız da bana öyle geliyor. Peki GTV için yapılanlar arasında hangi parçanın sizden sonraki nesle aktarılmasını isterdiniz?
Tasarımın sürdürülmesi ve gelecek nesillere aktarılması konusunda seninle hemfikiriz. Sahip olduğumuz parçaların çoğunu çok seviyoruz. Ama “Targa Sofa” bizim en değerli mobilyalardan biri. Stüdyo ve evde sürekli olarak onu görüyor, samimi bir şekilde değer veriyoruz!
Sizi şu an istediğiniz bir tarihe ışınlayabileceğimi ve sadece bir aylığına gittiğiniz yılın yaşam tarzını görmenize olanak tanıyacağımı söylesem; hangi yıla gitmek isterdiniz?
Kesinlikle 1950'lere ışınlanırdık. Bir ay boyunca Paris üzerinden Kopenhag’a, oradan Milano'ya geçip Avrupa’yı gezerdik. İnsanların savaş sonrası kendilerini keşfettiği, başarmak için çok sayıda olasılık bulduğu, olumlu bir ruhla karakterize edilen bir dönem olduğu için değil. Bu zaman dilimi aynı zamanda mobilyaları, projeleri ve mimarisiyle de çok dikkat çekici.
1840s… Michael Thonet designed wooden furniture that he bent with hot steam. It was curved, elegant at the same time robust and yet light. This new product pushed the bulky designs of the time into the background, and no one could stop Michael Thonet’s growth after that moment. The No.14 chair, in particular, has become an icon and helped him with this growth.
Today, Michael Thonet’s elegant wooden furniture legacy goes on with modern accents, thanks to the Gebrüder Thonet Vienna (GTV) brand’s collaboration with top worldwide designers to develop collections in line with the spirit of the twenty-first century.
GamFratesi Studio is among these designers. The design approach of the company, created in 2006 by Danish Stine Gam and Italian Enrico Fratesi, is focused on a blend of history and renewal. Stine and Enrico’s designs combine the classic Italian intellectual and conceptual style with the Danish furniture and craft heritage. The Targa Sofa, Allegory Desk, and MOS Series are among the most notable GamFratesi for GTV designs.
ALLEGORY DESK WERE QUITE COMPLEX
I am curious about the allegory that crosses your mind about the "Allegory Desk" design that I admire. Do you have other meanings for this design, or is it just a name to attract attention?
In fact, the creation and construction of the “Allegory Desk” were quite complex! But one thing is certain: We wanted to design a table that had a connection with a poem and a story. It had to be such a story that it had to happen completely spontaneously. “Allegory” also means a story or image used to express literary, large, complex ideas in an accessible way. We thought that it would be a good metaphor for the implementation and design of this project, so we named it.
The GTV brand is a big part of European history. What is your view of this well-established brand and its vision for the future?
GTV is a brand that tells a story about tradition and craftsmanship. For this reason, it is necessary to express its DNA consistently in every project. Apart from that, making a modern touch to the design is the main point for us. Using traditional, natural materials such as bentwood and Viennese straw, GTV also proves that it can still be up to date. That's why we think it's still possible to maintain this design consistency alongside the vision for the future.
Where did your design approach intersect with the GTV?
Our first project was a series of furnishings that Targa sofa was part of them. The brief was to create a sofa, but for us, it shouldn't be just a simple sofa. We must create a sofa that contain all the qualities of GTV: wood rethought with contemporary lines with a simple construction that could support the upholstery. And the presence of the Vienna straw must be discreet yet elegant. I think the success of this product is related to the people who were able to read these values. We applied the same guidelines then to the other products. Let's say that we liked to range from seats to complement to upholstery: it was a complete journey.
The material used in the series made for the GTV is generally clear: Steam bent solid beech wood. In a sense, it’s playing the lead. What is it like to work with this material?
Since the material is natural, it is the material that manages the project. We are honest in projects we love. Therefore, we do not want to strain the natural capacity of the material. We like to challenge the material, but we respect it until the end of the project. After all, wood is a tool to reach the final state of the product.
In the digital age, designs are copied rapidly, or people are trying to replicate everything they see on Pinterest. How do you feel when you see copies or similar designs of your designs?
Unfortunately, we see too many copies! It has become absolutely crucial for brands to convey their authenticity.
I am one of those who believe that furniture should be used and not replaced frequently. Furnitures passed down from generation to generation increases value. Your designs for the GTV for example... Which one of them do you want to pass down to the next generation?
We agree with you that the design should be preserved and passed down to future generations. We adore most of our design pieces, but the "Targa Sofa” is our most prized possession. We see it all the time in the studio and at home, and we adore it!
If I told you that I can teleport you to a date now, which year would you like to go and why?
We'd teleport back to the 1950s. For a month, we would travel to Copenhagen via Paris, then to Milan, and then tour Europe. Not because the postwar period is characterized by a positive spirit in which people discovered themselves and discovered many opportunities to achieve. This period is also significant for its furniture, projects, and architecture.