top of page
_DSF4458.jpg

March 2025 | TRAVEL

TR BELOW

Design-Filled: HIPSTERS HOTEL

words Alp Tekin 

Located in a historic neoclassical building, Hipsters is a standout hotel in Thessaloniki, a city on the rise. Designed by 2nd Floor, this 17-room boutique hotel is a refined blend of history, design, art, and comfort. With a concept store featuring pieces from brands like Vitra, Tom Dixon, Seletti, HAY, and Alessi, and a café-bar renowned for its brunch, Hipsters offers a distinctive experience. We spoke with Tolis Koumparos from 2nd Floor to learn more.

How would you describe Hipsters’ style?

 

The hotel is housed in a historic neoclassical building designed by Jacques Moshe in 1925, making it architecturally significant. Drawing from this rich heritage, we integrated industrial and modern design elements alongside original artworks. It’s more than just a hotel—it’s an experience. Every detail tells a story. The moment you step inside, you’re immersed in art, design, and culture. Within Hipsters Hotel, you’ll find carefully selected iconic pieces from legendary designers like George Nelson, Michael Thonet, Verner Panton, and Jean Prouvé, as well as brands such as Vitra, Verpan, Tom Dixon, and Gebrüder Thonet Vienna.

What inspired this concept?

 

Hipsters was born from a desire to create a space with a story. As we like to say, it’s a living, breathing celebration of design, art, and hospitality! The historic neoclassical building provided the perfect foundation for our vision.

 

Who is your target audience?

 

We welcome anyone looking for a unique experience! While we certainly attract design enthusiasts and art lovers, our doors are open to all travelers—whether you're in town for business, exploring the city, or simply looking to unwind in a creative and vibrant setting. The Hipsters café-bar is a key part of this experience, drawing both locals and guests. Picture yourself sipping a classic cocktail or enjoying brunch, seated in GTV’s iconic Post Mundus chair or Verner Panton’s Tel Tabouret VP11, under the soft glow of Tom Dixon’s Melt Gold pendant lights—all surrounded by original neoclassical tiles.

The hotel also hosts exhibitions, right?

 

Absolutely! Art plays a central role in the hotel's identity, and we take great pride in our exhibitions. One of the most captivating features is a collection documenting the two-year restoration of this iconic neoclassical building, including a video projection in the Moshe Atrium. These works provide guests with an architectural perspective on the space’s transformation and rebirth. 

 

Thessaloniki has been gaining momentum in recent years. What are your thoughts on this?

 

Thessaloniki is truly experiencing a renaissance. In recent years, there’s been a surge in creativity, innovation, and energy, positioning the city not just as a tourism hotspot, but also as a vibrant hub for art, design, gastronomy, and urban culture. We see ourselves as part of this evolution.

What are your favorite restaurants and cafés in Thessaloniki?

 

One of our top picks is Tom Dixon Thessaloniki, an experiential showroom for the brand. It merges industrial design with hospitality, offering a dining experience where you can enjoy Chef Dimitris Pamporis’ menu surrounded by Tom Dixon’s signature pieces.

 

For fresh seafood and traditional Greek cuisine, Mourga is a local gem. Its authentic charm and commitment to quality make it a favorite among both locals and visitors. The Rouga, a beloved restaurant that has been around since 1999, is known for its warm ambiance, wooden interiors, and relaxed atmosphere. For those seeking something more contemporary, Purovōku Project, right in our neighborhood, offers a unique drinking experience with a creative fusion of Greek ingredients and modern techniques.

Baştan aşağı tasarım: HIPSTERS HOTEL

Tarihi neoklasik bir binada yer alan Hipsters, yıldızı giderek yükselen Selanik’te stiliyle dikkat çeken bir otel. Tasarımı 2nd Floor’a ait olan 17 odalı butik otel; tarih, tasarım, sanat ve konforun şık bir karışımı. Vitra, Tom Dixon, Seletti, HAY, Alessi gibi markalardan seçilmiş tasarım parçalarının da yer aldığı mağazası ve brunch’ı meşhur cafe-barıyla öne çıkan otele dair detayları 2nd Floor’dan Tolis Koumparos anlatıyor. 

 

Hipsters’ın tarzını nasıl tanımlarsın? 

 

Jacques Moshe’nin 1925 yılında tasarladığı tarihi neoklasik bir binada yer alan otel, mimari olarak çok değerli. Bu zengin mirastan yola çıkarak mekanda endüstriyel ve modern tasarım öğelerine ve orijinal sanat eserlerine yer verdik. Burası bir otelden çok bir deneyim. Her detayın bir hikâye anlattığı bir mekan. Otele adım attığınızda kendinizi sanat, tasarım ve kültürün  içinde buluyorsunuz. Otelde George Nelson, Michael Thonet, Verner Panton ve Jean Prouvé gibi ünlü tasarımcıların parçalarının yanı sıra Vitra, Verpan, Tom Dixon, Gebrüder Thonet Vienna gibi markalardan özenle seçilmiş ikonik tasarımlar yer alıyor.  

 

Bu konsepte neler ilham verdi? 

 

Hipsters’ın konsepti hikâyesi olan bir alan yaratma arzusundan doğdu. Söylemeyi sevdiğimiz gibi: Tasarım, sanat ve konukseverliğin yaşayan, nefes alan bir kutlaması! Tarihi neoklasik bina, vizyonumuz için mükemmel bir temel oluşturdu. 

 

Hedef kitleniz kim? Kime hitap ediyorsunuz? 

 

Benzersiz deneyim arayan herkesi ağırlıyoruz! Tasarım meraklılarını ve sanatseverleri kesinlikle cezbediyor olsak da, ister iş için şehirde olun ister şehri keşfetmek ve yaratıcı, canlı bir ortamda dinlenmek isteyin; kapılarımız her türlü gezgine açık. Hipsters cafe-bar hem yerel halkın hem de misafirlerin ilgisini çeken bu deneyimin önemli bir parçası. GTV'nin ikonik Post Mundus sandalyesinde ya da Verner Panton'un Tel Tabure VP11'inde otururken, Tom Dixon'ın Melt Gold sarkıt ışıklarının yumuşak parıltısı altında klasik bir kokteyl yudumladığınızı ya da brunch'ın tadını çıkardığınızı hayal edin. 

 

Otel aynı zamanda sergilere de ev sahipliği yapıyor, değil mi? 

 

Evet, sanat otelin kimliğinde merkezi bir rol oynuyor. En büyüleyici özelliklerden biri, bu ikonik neoklasik binanın iki yıllık restorasyon sürecini belgeleyen koleksiyon ve Moshe Atrium'daki video projeksiyonu. Bu eserler, mekanın dönüşümünü ve yeniden doğuşunu konuklara mimari bir bakışla sunuyor. 

 

Selanik son yıllarda yükselişte. Bu konudaki düşünceleriniz neler? 

 

Selanik gerçekten bir rönesans yaşıyor. Son yıllarda yaratıcılık, yenilikçilik ve enerjide bir artış yaşandı. Bu da Selanik'i sadece bir turizm merkezi olarak değil; sanat, tasarım, gastronomi ve kent kültürü açısından da canlı bir merkez olarak haritaya yerleştirdi. 

 

Selanik'te en sevdiğiniz restoran ve kafeler hangileri? 

 

Favori noktalarımızdan biri Tom Dixon markasının deneyimsel bir showroom'u olan Tom Dixon Thessaloniki. Endüstriyel tasarımı misafirperverlikle harmanlayarak showroom’un  Tom Dixon tasarımlarıyla dolu ortamında şef Dimitris Pamporis’in menüsünün tadını çıkarmalısınız. 

 

Mourga, hem taze deniz ürünleri hem de geleneksel Yunan yemekleriyle tanınan lokal restoran. The Rouga ise 1999 yılından bu yana hizmet veren keyifli bir lokanta. Sıcak ambiyansı, ahşap iç mekanları ve rahat atmosferiyle biliniyor. Daha modern bir şeyler arayanlar için -yine mahallemizde bulunan- Purovōku Project, Yunan malzemeleri ve modern tekniklerin yaratıcı füzyonu ile eşsiz bir içki deneyimi sunuyor.

bottom of page