top of page
Ekran-Resmi-2021-05-21-14.02.28 (1).png

Mayıs 2021 | Art | Türkiye

OLİMPOS SERGİLERİ-2

Ruh hallerinin peyzajına davetlisiniz

Yazı | Onur Baştürk

Kabataş-Karaköy arasında trafik felç. Bu yüzden “Olimpos Sergileri-2: Peyzaj”ın sergilenme mekanı olan Zülfaris Sinagogu’na doğru hızlı adımlarla yürüyorum. Halimden memnunum, bir de kaldırımda zırt pırt karşıma çıkan şu motosikletliler olmasa! Vietnam’daki motosiklet trafiği gibi, sağımdan solumdan aniden ve gayet hızlı motosikletliler geçiyor. Çünkü trafikte ilerleyemeyen kendini kaldırıma atıyor. Orası da yola dahil ya! Buraya kadar her şey tipik İstanbul kaosu, maalesef alıştık. Zülfaris Sinagogu’ndan içeri girer girmez ise tüm dünyam anında değişiyor.

BU ESER TANIDIK

Beni karşılayan eser İsmail Yılmaz’a ait o nefis fotoğraf. “Nü peyzaj” diyorum ben bu fotoğrafa. Şu an tamamen kendim uydurdum bu tanımı! Bu fotoğrafın bir benzerine Yuzu’nun Vol3 edisyonunu hazırladığımız günlerden beri aşinayım. Çünkü dergide Yılmaz’ın o eserine yer vermiştik. O günden beri aklımda: O savunmasız bembeyaz bedenin yeşillikler arasında yatışı. Sanki sonsuz ve huzurlu bir uykuda. Doğayla bir, doğayla bütün. O serinin devamı var Zülfaris’in içinde. Önce onlara bakıyorum. Hepsi farklı bir doğal ortamda çekilmiş. Tüm seriyi satın alıp çıkmak istiyorum, öyle bir iştahla!

Hemen ortadaki aynalı, kemerli, kubbeli mini tapınak yerleştirmesi dikkatimi çekiyor. Bir an onu da sergiye dahil bir eser sanıyorum. Ama bu FIELDS tarafından tasarlanmış. Bu tasarım yerleştirmelerin mekan içinde devamı ve bir anlamı var. Mesela Elif Çatlıoğlu’nun “Hayalperestin Uyanışı” tabloları aynı tarz bir yerleştirmenin içinde. Bir tür “günah çıkarma odası” gibi… Taner Ceylan’la sergi çıkışı karşılaştığımda, FIELDS’ın yaptığı bu yerleştirmeleri özellikle istediğinden bahsediyor. Tapınak hissini daha çok verebilmek için…

FAVORİM: ÖTEKİ KIYI

Sinagogun üst katındaki eserler arasında favorim Gurur Birsin’in “Öteki Kıyı”sı. Öyle etkileyici ki, uzun süre eserin önünde kalakalıyorum. Denizden çırılçıplak çıkmış figür, soğuk renkler ve kıyının öteki tarafında bir harabe. Hem sonu hem de başlangıcı aynı anda temsil ediyormuş gibi geldi “Öteki Kıyı” bana. “Son” diye anlamlandırdığım harabeler. Yani “geçmiş”. Çıplak figürün kıyıya bakması ve öylece durması ise yeni bir başlangıç. Hatta belki paralel evrendeki başlangıç. Dediğim gibi, üzerine satırlar döşenmekten bıkmayacağım bir iş Gurur Birsin’in “Öteki Kıyı”sı.

“BU GENÇ KADIN BAŞKA BİR KOZMOSTAN BAKIYOR”

 

Ve en alt kattayım… Burada da üst kattaki aynalı kubbenin bir devamı var. Metalden yapılmış olanı. Onun üzerine eserler yerleştirilmiş. Zaten tüm sergide eserler kadar mekanın kendisine, mekanın kendisi kadar tüm eserlerin zekice ve ustaca yerleştirilmiş olmasına  hayran kaldım. Sıradanlığın kıyısından geçilmemiş. Sıradanlığın ve de pespayeliğin fena halde kıyılarında gezindiğimiz bugünlerde bu serginin tümü ayrıca iyi geldi. Emeği geçen herkese bir ‘sergi gezgini’ olarak teşekkür etmeliyim…

 

Alt kattaki favorimi de söyleyeyim: Yağız Gülseven’in “Sağanak Yağış”ıyla Ayşenur Şentürk’ün “Zihin Köşesi” adlı işi. Şentürk’ün bir işi daha var sergide. O da yuvarlak bir delikten gözünüzü yerleştirerek görebildiğiniz, karanlık bir odanın içinde sergileniyor tek başına. Şentürk’ün işleri için Taner Ceylan serginin kitabında şöyle diyor: “Bu denli genç ve narin bir varlıktan bu kadar yaşlı, muazzam kasvetli ve ışıltılı tuhaf resimler gelince gerçekten çok şaşırdım. Hemen anladım ki bu genç kadın başka bir kozmostan bakıyor, başka bir şeylere şahitlik edip başka durumları betimliyor.” Ceylan haklı, Şentürk’ün işlerindeki tuhaf ışıltının bağımlısı oldum görür görmez.

TİPİK PEYZAJ TABLOLARI BEKLEMEYİN

Son olarak Taner Ceylan’ın, yine serginin kitabında kaleme aldığı yazısından bir kuple gelsin: “Pekala ruhların ve ruh hallerinin de birer peyzajı söz konusu olabilir. Güzelliğin olduğu kadar çirkinliğin, nefretin olduğu kadar sevgi ve aşkın peyzajından söz edilebilir”. Ceylan’ın bu cümlesi önemli. Çünkü serginin teması “peyzaj” olunca izleyici tipik peyzaj tabloları bekleyip manasız hayal kırıklığına uğrayabilir. O yüzden Ceylan “peyzaj”ı daha çok bir metafor olarak kullandığını belirtip kibarca uyarmış izlemeye geleni. Ve alışılmadık olanı yapmaya çalışmış.

İkinci “son olarak” sözüm şu: Sergi 11 hazirana kadar devam ediyor. Zülfaris Sinagogu’nu Google’da aramayın. Çünkü konum yanlış çıkıyor. Zülfaris Karaköy Derneği diye arayın, doğru çıkıyor. Benim gibi dolanıp durmayın Karaköy’de, üzülürüm.

bottom of page