January 2025 | VOL 14
TR BELOW
RYOKAN + BALE BENGONG
her
words Onur Baştürk
photos Pempki
It’s a delightful surprise to come across a home in Ubud, Bali, that’s inspired by the traditional Japanese ‘ryokan’. Anna, the owner, was deeply moved by the sense of peace and completeness she experienced during her travels in Japan. Working with Bali-based Blancastudio, she brought this serene, Zen-like retreat to life, naming the project 'Her'.
“From the start, Anna and I had a shared vision of creating a wooden studio with Japanese influences,” says Blancastudio founder Conchita Blanco. Conchita, who spent much of her early childhood in Bali before moving to Australia, is the granddaughter of Spanish painter Don Antonio Blanco and Balinese dancer Ni Rondji. After completing her studies in Australia, she returned to Bali, first working at Indonesia's top architecture firm, Andramatin, before setting up her own studio.
The 'Her' project is inspired by the traditional Japanese 'ryokan', but it also incorporates elements of the Balinese 'bale bengong', which charmingly means 'daydream house'. This skillful blend of Japanese and Balinese design comes to life in 'Her', which was built using wood from an old tree found on the banks of the Bengawang River in Java. Now, let’s take a closer look at the story behind 'Her' through Conchita’s perspective.
How would you sum up Her in one sentence?
Her is a Japanese-influenced home escape on stilts with Balinese roots.
Anna's travels to Japan and her appreciation of Zen design are the two most important elements in the creation of the Her project. How did the design process evolve with these references?
As a mother of two, I understand Anna's need to have a space in the house where she can escape for a moment. That's why I wanted her to have her own oasis of calm that would give her a sense of detachment from her surroundings. I referenced both Zen and Japanese minimalist aesthetics in the design to create a peaceful, new environment for her.
What were the difficulties and benefits of designing a project inspired by Japanese ryokan in Bali?
Since the beginning of my architectural career, I often travel to Japan for inspiration and to learn more about design because I have always been fascinated by both traditional and modern Japanese design. So I wouldn't say it was a design challenge, but an asset.
You worked on this project with your husband, Avalon Carpenter, the founder of Kalpa Taru. What was Kalpa Taru's contribution to the project? Do you usually collaborate with your husband on projects?
I also work as a creative director and designer at Kalpa Taru. Since 2018, I have been designing custom furniture and products for high-end clients and designers at Kalpa Taru. Kalpa Taru's contribution to the project is key to the success of the project because I believe the success of any project lies between the relationship between the makers and the designer. Kalpa Taru delivered high quality woodwork and for this project we worked closely together from the selection of every wooden component, finishing and construction methods. Working with solid wood structures requires highly skilled carpenters, and this project wasn't about intricate wood carvings and ornaments, it was about creating something flawless with seamless joinery. And yes, Blancostudio and Kalpa Taru often collaborate on many projects, in fact I feel that our most successful projects are always the ones we have done together.
AND AS THE WIFE OF A CARPENTER, I HAVE A DEEP PASSION FOR WOOD, ESPECIALLY TEAK
How would you summarize Blancostudio's design approach and style?
Our design philosophy has always been to create something that will last, with a strong sense of belonging to the place and its users. We care about building something that exists in harmony with nature and is not intrusive, which is why we often incorporate the use of local materials while drawing inspiration from the vernacular style of the place. Our design style is minimalist with respect to traditional materials and methods.
What are your sources of inspiration?
At Blancostudio we work with a lot of natural materials because I believe it expresses their age and place in history. There is beauty in working with natural materials, where we often allow their patina to wear off and become part of our design, enriching it. And as the wife of a carpenter, I have a deep passion for wood, especially teak. There are so many layers to designing with wood, as each species has different strengths and beauty. It is really fascinating to me because it is a living material, you have to understand its nature and methods before you can design something out of it. However, our design approach comes from our respect for the material - and this is where I find most of my design inspiration.
What brought you back to Bali, Indonesia after living in Australia for 10 years?
Family - I have a big family and now as a new mother of two, I am happy to be back home and have my family close to help me raise my family.
THERE HAS BEEN A RAPID INCREASE IN MASSIVE DEVELOPMENT IN BALI, SO MUCH SO THAT I FEEL QUITE SAD ABOUT IT
How do you see Bali's future vision in design, is it getting better or stagnating?
There has been a rapid increase in massive development in Bali, so much so that I feel quite sad about it. Bali is known as the island of the gods, I feel that many of us here share the same concern of what Bali will become if it continues to cater to all these massive developments that have no respect for Balinese culture and its environmental impact. To stop this, we need the government to step down and put strict rules and restrictions on building, without this I am afraid that the culture of Bali will slowly diminish and the island will suffer in return.
Ubud, Bali’de, Japonya’daki ‘ryokan’lardan ilham almış bir ev görmek beklenmedik bir sürpriz. Evin sahibi Anna, Japonya’ya yaptığı seyahatlerde hissettiği sakinlik ve bütünlükten ilham almış ve Bali merkezli tasarım stüdyosu Blancastudio ile beraber bu mütevazı, Zen sakinliğindeki evi yaratmış. Ev projesinin ismi “Her.”
“Başından beri ben ve Anna, Japon etkisi taşıyan ahşap bir stüdyo inşa etme konusunda aynı vizyonu paylaşıyorduk” diyor Blancastudio kurucusu Conchita Blanco. Avustralya'ya taşınmadan önce erken çocukluk yıllarının çoğunu Bali'de geçiren Conchita, İspanyol ressam Don Antonio Blanco ile Balili dansçı Ni Rondji'nin torunu. Avustralya’da eğitimini tamamladıktan sonra yeniden evine dönen Conchita, ilk olarak Endonezya'nın önde gelen mimarlık firması Andramatin’de çalışmış ve burada büyük ölçekli projelerde yer almış. Daha sonra ise kendi stüdyosunu kurmuş.
“Her” projesinde geleneksel Japon ‘ryokan’larından alınan ilhamın yanı sıra Bali'de “hayal evi” olarak tercüme edilen geleneksel Bali “Oale oengong”unun temel mimari unsurları da var. Böylece projede hem Japonya hem de Bali kökleri ustaca harmanlanmış. Nitekim “Her”, Bali'ye yakın Java Adası’ndaki Bengawang nehri kenarındaki eski bir ağaçtan temin edilen ahşapla inşa edilmiş. “Her”ün hikâyesine dair diğer detayları Conchita’dan dinleyelim…
Bir cümleyle Her’ü nasıl özetlerdiniz?
Bali kökenli, kazıklar üzerinde yükselen, Japon etkisinde bir kaçamak evi.
Ev sahibi Anna’nın Japonya seyahatleri ve Zen tasarımına verdiği değer Her projesinin ortaya çıkmasında en önemli iki unsur. Bu referanslar doğrultusunda tasarım süreci nasıl gelişti?
İki çocuklu bir anne olarak Anna'nın ev içinde bir anlığına da olsa kaçabileceği bir alana sahip olma ihtiyacını anlıyorum. Bu nedenle, Anna’ya bulunduğu yerden ayrılmış hissi veren, kendi sakin vahasına sahip olmasını istedim. Ona huzurlu, yeni bir ortam yaratmak amacıyla tasarımda hem Zen hem de Japon minimalist estetiğine atıfta bulundum.
Bali’de Japon ryokan’lardan ilham alan bir proje tasarlamanın zorluk ve kolaylıkları neler oldu?
Mimarlık kariyerimin başından beri ilham almak ve tasarım hakkında daha fazla bilgi edinmek için sıkça Japonya'ya seyahat ettim. Çünkü hem geleneksel hem de modern Japon tasarımlarından her zaman etkilenmişimdir. Bu nedenle bunun bir zorluk değil, bir avantaj olduğunu söyleyebilirim.
Kalpa Taru'nun kurucusu eşiniz Avalon ile bu projede beraber çalışmışsınız. Kalpa Taru projede neler yaptı? Genellikle projelerde eşinizle beraber mi çalışıyorsunuz?
Aynı zamanda Kalpa Taru'da kreatif direktör ve tasarımcı olarak çalışıyorum. 2018’den bu yana Kalpa Taru’da üst düzey müşteriler ve tasarımcılar için özel mobilya ve ürünler tasarlıyorum. Kalpa Taru'nun projeye katkısı projenin başarısının anahtarıdır. Çünkü her projenin başarısının üretici ve tasarımcı arasındaki ilişkide yattığına inanıyorum. Kalpa Taru yüksek kaliteli ahşap işçiliği sundu ve bu proje için her ahşap bileşenin seçiminden, bitirme ve yapım yöntemlerine kadar birlikte yakın bir şekilde çalıştık. Masif ahşap yapılarla çalışmak son derece yetenekli marangozlar gerektiriyor ve bu proje için mesele karmaşık ahşap oyma ve süslemeler değil, kusursuz doğramayla kusursuz bir şey yapmaktı.
Ve evet, Blancostudio ve Kalpa Taru olarak pek çok projede sık sık iş birliği yapıyoruz. Aslında en başarılı projelerimizin her zaman birlikte yaptıklarımız olduğunu hissediyorum.
Blancostudio’nun tasarım anlayışı ve stilini nasıl özetlersin?
Tasarım felsefemiz her zaman güçlü bir aidiyet duygusuyla kalıcı bir şey yaratmakla ilgili oldu. Doğayla uyum içinde var olacak ve rahatsız edici olmayan bir şey inşa etmeyi önemsiyoruz. Bu nedenle genellikle yerel malzemelerin kullanımını dahil ederken bulunduğumuz coğrafyanın tarzından ilham alıyoruz. Tasarım tarzımız geleneksel malzeme ve yöntemlere saygı duyan minimalist bir tarz.
İlham kaynaklarınız neler?
Blancostudio'da çok sayıda doğal malzemeyle çalışıyoruz. Çünkü bunun o malzemenin yaşı ve tarihteki yerini ifade ettiğine inanıyorum. Doğal malzemelerle çalışmanın bir güzelliği var. Malzemenin patinasının aşınmasına izin verdiğimiz zaman tasarımın bir parçası haline geliyor. Bir marangoz eşi olarak ahşaba, özellikle de tik ağacına karşı derin bir tutkum var. Her ahşap türünün farklı gücü ve güzelliği olduğu için ahşapla tasarım yapmak çok katmanlı. Canlı bir malzeme olduğu için benim için gerçekten büyüleyici. Onunla bir şey tasarlamadan önce doğasını ve yöntemlerini anlamanız gerekiyor. Bununla birlikte, tasarım yaklaşımımız malzemeye duyduğumuz saygıdan geliyor - ve tasarımlarım için ilhamımın çoğunu burada buluyorum.
Avustralya’da 10 yıl yaşadıktan sonra tekrar Endonezya, Bali’ye dönmenizin nedeni neydi?
Aile. Büyük bir ailem var ve şimdi iki çocuklu yeni bir anne olarak eve döndüğüm ve ailem çocuklarımı yetiştirirken bana yardımcı olacağı için mutluyum.
Bali’nin tasarımdaki gelecek vizyonunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Daha iyiye mi gidiyor yoksa duraklama mı var?
Bali'deki devasa yapılaşmada hızlı bir artış var. Bu duruma üzülüyorum. Tanrıların adası olarak bilinen Bali, Bali kültürüne ve çevresel etkilerine hiç saygı duymayan bu devasa gelişmelere hizmet etmeye devam ederse, Bali'nin ne hale geleceği konusunda çoğumuzun aynı endişeyi paylaştığını hissediyorum. Bunu durdurmak için hükümetin geri adım atması ve inşaatlara katı kurallar ve sınırlamalar getirmesi gerekiyor. Bu yapılmazsa korkarım Bali kültürü yavaş yavaş azalacak ve ada zarar görecek.