top of page
Ekran Resmi 2024-07-08 14.48.06.png

July 2024 | Art & Culture

TURKISH BELOW

LET’S MEET at the 'TABLES YOU CAN'T BE' lunch 

Yuzu Magazine and The Beach of MOMO Dalyan organize "Tables You Can't Be" lunch tomorrow.  The theme is inspired by artist Vardal Caniş's "Tables we are not at" series, which was exhibited at Mamut Art Project last may. Vardal Caniş will transform the tables of those attending the lunch at MOMO Dalyan into a work of art. How will she do it? Vardal explains... 

 

You previously had an exhibition in Istanbul where you painted the apartments you lived in. It was really an exquisite story of leaving a mark. Did you really paint all the apartments with roses in that work?

 

It was in 2018. It was the first time I had lived in a house for more than a year! Moving was almost an impulsive act for me, and I felt like it was a "thing" that I needed to think about. I am somehow very attached to my past, almost addicted! I love the things I lived through, for better or worse, and respect them in a way I don't know why. The exhibition "Places I grew up in" was born out of these feelings. Umraniye, Kanlıca, Besiktas, Balat, Nisantasi, Bakırkoy, Kadıkoy, Kurtulus, Ferikoy, Ortakoy... I changed 19 houses between these neighborhoods in 10 years! At some point, probably because I had nothing else to do, I started this exhibition. I have a habit of keeping a diary. With a similar motivation, I wanted to record the places where I grew up, to keep alive the beautiful memories of these houses and streets that occupy an important place in my personal history. I prepared a website. I designed an exhibition that could be visited online, using Google Maps to navigate around the city. 

 

How did the "Tables We Are Not At" series come about? 

 

I had neglected painting for a long time. I didn't have the confidence to paint and put it in a gallery because I couldn't find or search for a subject that I could stand behind with courage or that meant something to me. I made a conscious decision to draw a table with the silkscreen I did for Borderless' Editions series. And the rest followed. 

 

Setting a table, gathering around a table, long conversations, the small touches of people who make places into homes without the need for a table with four legs, the bottom of a wall in the shade of which you sit with two bagels in a bag and a glass of Raki... These moments are precious to me. I try to understand my vacillation between feeling comfortable in a place or not. Trying to understand myself is also a kind of mental gymnastics. I also question issues such as our class differences, our understanding of happiness, our views on life while making these paintings. 

 

As the saying goes, 'The criterion for being fully settled in a house is when you cook for the first time. As you asked question after question, I realized that there is a parallel between the places I grew up in and the series of tables. There is a tendency to the grove that makes a person who they are. I think that the fact that all my works come from this essence makes it inevitable that they will have similar meanings at some point. 

 

I have not limited the Tables series to a number. I don't know where it will go, but there are still many worlds I want to tell through tables.  

 

OUR DINNER AT MOMO DALYAN WILL BE LIKE A 'PRESENT MOMENT' THAT I'M WATCHING FROM THE FUTURE. 

 

At the dinner we will have at MOMO Dalyan, you will turn the tables into paintings. What do you want to say about this project? 

 

When I live a moment, I sometimes feel that it will turn into a memory. Our dinner at Momo Dalyan will be like a 'present moment' that I am watching from the future. I wonder how I will experience it. Living this time as an eye that observes itself and everyone else... Looking behind the frame like a director makes me excited and curious. 

 

What are your sources of inspiration? Literature, music and painting...

 

Reşat Ekrem Koçu is someone who has significantly influenced my work, perspective and motivation. I grew up in a house with a rich library, with two women who were in the habit of writing every day, my mother and my grandmother. They gave me a world view that allowed me to enjoy the meaning of things. I also read Turkish literature and listened to arabesque. In the field of painting, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Tiraje Dikmen, Aliye Berger, Füreya Koral, Fahrünnisa Zeyd and Sabiha Rüştü Bozcalı, the strong and unique women of the Şakir Paşa family. My esteemed teacher from the Academy, Gülçin Aksoy, who recently passed away, is also among the names that have influenced me.

‘OLAMADIĞINIZ MASALAR’ yemeğinde BULUŞALIM 

Bu perşembe Yuzu Magazine ve The Beach of MOMO Dalyan, “Olamadığınız Masalar” isimli bir öğle yemeği daveti gerçekleştirecek. Bu davetin temasına ilham kaynağı ise sanatçı Vardal Caniş’in geçtiğimiz mayısta Mamut Art Project’te sergilenen “Olmadığmız Masalar” serisi. Vardal Caniş, MOMO Dalyan’daki yemeğe katılanların masalarını sonradan bir sanat eserine dönüştürecek. Nasıl mı? Vardal anlatıyor… 

 

Daha önce İstanbul'da yaşadığın apartmanları boyadığın bir sergi yapmıştın. Gerçekten nefis bir iz bırakma hikâyesiydi. O çalışmada gerçekten tüm apartmanları gülle boyadın mı?

 

2018 yılıydı. İlk kez bir evde bir yılı aşkın süredir oturuyordum! Ev değiştirmek benim için neredeyse dürtüsel bir eylemdi ve üzerine düşünmem gereken bir “şey” olduğunu hissediyordum. Geçmişime bir şekilde çok bağlıyım. Hatta neredeyse bağımlı! Yaşadığım şeyleri iyi/kötü ayırmaksızın seviyor ve nedenini bilmediğim bir biçimde saygı duyuyorum. “Yetiştiğim Yerler” sergisi de bu duygularla doğdu. Ümraniye, Kanlıca, Beşiktaş, Balat, Nişantaşı, Bakırköy, Kadıköy, Kurtuluş, Feriköy, Ortaköy … Bu semtler arasında 10 yılda 19 ev değiştirdim! Bir noktada, herhalde yapacak bir işim de yoktu, bu sergiye giriştim. Düzenli günlük tutma alışkanlığı olan biriyim. Benzer bir motivasyonla yetiştiğim yerleri kayıt altına almak, kişisel tarihimde önemli bir alan kaplayan bu evlerin, sokakların güzel hatıralarını yaşatmak istedim. Bir web sitesi hazırladım. Google Maps’in şehir içinde gezinti yapabilme özelliğiyle online olarak da dolaşılabilecek bir sergi tasarladım. 

 

Peki “Olmadığımız Masalar” serisi nasıl oluştu? 

 

Uzun zamandır resim yapmayı ihmal ediyordum. Arkasında cesaretle durabileceğim ya da benim için anlam ifade eden bir tema bulamadığım ve aramadığım için resim yapmak, onu bir galeriye koyacak güveni kendimde görmüyordum. Bilinçli bir sofra çizme kararını Borderless’ın Editions serisi için hazırladığım serigrafiyle aldım. Sonrasında devamı geldi. 

 

Sofra kurmak, bir masa etrafında toplanmak, uzun sohbetler, dört ayaklı bir masaya ihtiyaç duymadan gittiği yerleri yuvaya dönüştüren insanların ufak dokunuşları, bir poşetin içindeki iki simit ve bir kadeh rakıyla gölgesine oturduğunuz bir duvarın dibi… Bu anlar benim için kıymetli. Bir yerde rahat hissetmek ya da hissetmemek arasındaki bocalayışımı anlamaya çalışıyorum. Kendimi anlamaya çalışmak aynı zamanda bir tür zihin jimnastiği. Sınıfsal farklarımız, mutluluk anlayışımız, hayat görüşlerimiz gibi konuları da bu resimleri yaparken sorguluyorum. 

 

‘Bir eve tam anlamıyla taşınmış olmanın kriteri, evde ilk defa yemek pişirildiği zamandır’ denir ya. Şimdi siz peş peşe sorunca yetiştiğim yerlerle masalar serisi arasındaki paralellik olduğunu anladım. Kişiyi kendisi yapan kor bir meyli var. Sanırım tüm çalışmalarımın o özden çıkıyor oluşu onların benzerlik gösteren anlamlar taşımasını belli bir noktada kaçınılmaz kılıyor. 

 

Masalar serisini bir sayı ile sınırlamış değilim. Dönüşeceği yerleri bilemiyorum, ama hâlâ masalar üzerinden anlatmak istediğim çok dünya var.  

 

MOMO DALYAN’DAKİ YEMEĞİMİZ GELECEKTEN İZLEDİĞİM BİR ‘ŞİMDİKİ AN’ GİBİ OLACAK 

 

MOMO Dalyan'da yapacağımız yemekte de masaları sonradan resme dönüştüreceksin. Bu projeyle ilgili ne söylemek istersin? 

 

Bir anı yaşarken onun bir anıya dönüşeceğini bazen hissediyorum. Momo Dalyan’daki yemeğimiz de sanki gelecekten izlediğim bir ‘şimdiki an’ gibi olacak. Nasıl deneyimleyeceğimi merak ediyorum. Kendini ve herkesi izleyen bir göz olarak o zamanı yaşamak… Bir yönetmen gibi bir kadrajın arkadasından bakmak heyecanlandırıyor, meraklandırıyor. 

 

İlham kaynakların neler? Edebiyat, müzik ve resimde...

 

Reşat Ekrem Koçu çalışmalarımı, perspektifimi ve motivasyonumu önemli ölçüde etkilemiş biri. Zengin kütüphanesi olan bir evde, günlük yazma alışkanlığı olan iki kadınla, annem ve ninemle büyüdüm. Bir şeyin anlamlı olmasından zevk almamı sağlayacak dünya görüşünü bana onlar kazandırdı. Ayrıca Türk edebiyatı okuyor, arabesk dinliyorum genelde. Resim alanında ise Bedri Rahmi Eyüboğlu, Tiraje Dikmen, Şakir Paşa ailesinin güçlü, şahsına münhasır kadınları Aliye Berger, Füreya Koral, Fahrünnisa Zeyd ve Sabiha Rüştü Bozcalı. Yakın zamanda kaybettiğimiz akademiden değerli öğretmenim Gülçin Aksoy da beni etkilemiş isimlerdendir.

bottom of page