Nisan 2021 | Stil | Dünya
Watches&Wonders’dan geriye kalanlar
Yazı | Oktay Tutuş
Cenevre’de başlayıp önceki gün itibariyle Shanghai’da yeniden açılan dünyanın en büyük uluslararası saat fuarı Watches&Wonders; yeni saat modellerine bakmak için harika bir fırsat. Saat yapımı konusunda uzman dünyanın en köklü firmalarından bağımsız olanlara ve endüstrinin sunduğu tüm teknolojik gelişmelere birinci elden bir bakış imkanı sunan Cenevre’deki dijital fuardan aklımızda kalan bazı modeller, içinde bulunduğumuz dönemin lüks kol saatleri konusundaki tüketim alışkanlıklarımıza etkisini değerlendirmek için bir fırsattı. Gelecekte bileğimizde yer alması muhtemel modellerden seçtiklerimizi üç başlıkta topladık. Yakından bakmaya ne dersiniz?
SADE ANCAK SOFİSTİKE
Fuarda sunulan saatlere baktığımızda artık gösterişli ve büyük kasa çapına sahip modellerin gittikçe azaldığını göreceğimiz kesin. Harcama alışkanlıklarımızın yeniden şekillendiği ve özellikle e-ticaretin yaygınlaştığı şu dönemde, insanlar artık daha az göze batan, sakin, sağlam ve mümkünse fiyatı açısından makul modellerin (veya fiyatını çok açık etmeyecek şekilde pahalı olanların) altın çağını yaşayacaklarını söylemek mümkün.
RENK, RENK, DAHA ÇOK RENK!
Kadranlarda hakim renk olarak maviyi artık kabul ettik. Bu yıl mavi renk kadranların hem tüm markalara yayılan bir akım olduğunu hem de bu renkle sınırlı kalmayıp sıra dışı bambaşka renklere de boy gösterme fırsatı tanındığını göreceğiz.
Bunlar arasında yeşil en başta geliyor. Onunla beraber sarı, pembe, mor, kırmızı ve alternatif olarak metallerden gelen değişik tayflar da kadranlarda boy gösterecek.
Dahası, sadece kadranlarda değil, kayışlarda da renkli olmayanların dışlandığı bir dönem geliyor. Saat firmaları bu akıma hem rengarenk kayışlarla hem de onlara alternatif bileziklerle yanıt veriyor. Bazıları ise saatinizle beraber farklı renklerde kayışları bedelsiz sunuyor. Böylece bir saat alıp birçok saat modeline sahip olacaksınız.
RETROYA YAĞAN NUR
Uzun zamandır retro klasiklere olan ilginin çok canlı ve pazara hakim olduğu gerçeğini biliyoruz. Çoğu İsviçreli saat firmasının söz konusu retro modeller olduğunda arşive inip eski defterleri karıştırması yeterli.
Bu yıl yenilenmiş eski saat modellerinin kanıtlanmış başarısından faydalanmak isteyen firmalar sayesinde müzayedelere bakmaya gerek yok. Yepyeni mekanizmalarla sunulan bu saatler hem geçmişin estetik anlayışını hem de günümüzün modern saat yapımı teknolojilerini bir arada sunuyor.
Hayli popüler olan geçtiğimiz yüzyıl ortasında üretilmiş modellere bu yıl bolca 1970’ler ve 1980’lere ait modellerin eşlik ettiğini göreceğiz. Geçmişi yad etmek için illa eski bir saati takmak şart değil! Şu an piyasaya sunulacak yeni modellerin birçoğu zaten sırtını geçmişe dayamış tasarımlardan oluşuyor. Deyim yerindeyse retroya nur yağıyor!