top of page
IMG_2986.jpeg

September 2024 | Vol 13

TURKISH BELOW

ZEYNEP EROL

‘I love this authenticity’ 

How was your first visit to Assos? 

 

I first came in 1985. In those years, my husband Sami was scuba diving. This is how we used to come and go to the region. It was impossible not to admire the sea and under the sea. And the untouched nature of the region stole me away. The calm, sea and a passion for diving led us to buy a house in Behramkale Bay in 1987. In 1990, we completed our first house and moved there. When our family grew, we decided to move to a bigger place. We had the chance to buy the house behind our first house, which Faruk Malhan had built for himself but decided to sell. 

 

How did the process of arranging the interior and exterior of the house go?

 

We made small changes inside the house, but we left the main lines exactly the same. Behramkale is already within the complete protected area. Therefore, it was out of the question to make a new addition. In 2010, we took the house next to it and turned it into a guest house. The process of obtaining permission from the Board of Monuments for this house took four years. Then we destroyed the wall in between and enlarged the garden. These houses, which were spread over time and obtained according to the needs, turned into our living space where we found a lot of peace. Right now, life in the garden takes up more space than life in the house, but that suited our sense of freedom very well. 

 

What attracted you to the North Aegean? 

 

I love its vast untouchedness, its simple but clean living spaces, and the group of friends I acquired over the years made up of genuine people. The fact that I have established a different friendship with the villagers because I have been from here for 34 years has always enabled me to keep my foot on the ground. I love this authenticity. It is very good for me to deshell beans with Mevlide or to be a confidant for Ülzile's problems.

 

At the same time, you produce here... How does your typical day go?

 

I spent almost the entire pandemic period here. In winter, we took walks on the edge of Gemedere. But apart from that, I produced... First, we made the flower of life with master Kadir on the garden stones of the house, and then we made large-scale versions of some of my jewelry with Remzi, the blacksmith master in the village. So my garden was overflowing with sculptures.

 

THIS REGION WILL CONTINUE TO DEVELOP, IT IS INEVITABLE. I HOPE THE DEVELOPMENT HAPPENS WITHOUT LOSING ITS AUTHENTICITY

 

What are your favorite places in the region? 

 

For me, eating at Muzaffer (Yıldız Hotel) in the harbor is still the most authentic thing. I had my first meal there in 1985. We spent countless  New Year's Eve there with our groups of friends. We welcomed the new year by waltzing in the courtyard of the tall house. The harbor continues to impress me even today.

 

There is a concern about the popularity of Assos and its surroundings. What do you think about that?

 

Of course, a lot of new space has opened up, but I like the authentic ones. For example, Pizza Mera is one of the places I like. This region will continue to develop, it is inevitable. I hope the development happens without losing its authenticity. And it gets filled with beautiful people. My biggest fear is the formation of closed communities. Their proliferation means that the region is becoming like everywhere else... I hope that doesn't happen. For 34 years, we have had very good times in this liberated area. I would like our children and grandchildren to have the same pleasure, collecting lavender from the field and chasing butterflies in the olive groves and continue to listen to Nuri Efendi's life. To eat the fish they caught in the sparkling sea and create their own stories... 

Assos’a ilk gelişin nasıl oldu? 

 

İlk kez 1985’de geldim. O yıllarda eşim Sami tüple dalış yapıyordu. Bu şekilde bölgeye gelip gidiyorduk. Buranın denizine ve deniz altına hayran kalmamak mümkün değildi. Bir de bölgenin bakirliği beni benden almıştı. Sakinlik, deniz ve dalma tutkusu bizi 1987’de Behramkale koyunda ev almaya yöneltti. 1990’da ilk evimizi tamamlayıp taşındık. Ailemiz büyüyünce daha büyük bir yere geçmeye karar verdik. İlk evimizin arkasında bulunan, Faruk Malhan’ın kendisi icin yaptırdığı, ama satmaya karar verdiği evi alma şansımız oldu. 

 

Evin içini ve dışını düzenleme süreci nasıl gelişti?

 

Evin içinde ufak tefek değişiklikler yaptık, ama ana hatları aynen bıraktık. Zaten Behramkale komple sit alanı içinde. Bu nedenle yeni bir ilave yapmak söz konusu değildi. 2010’da yan evi de alıp misafir evine dönüştürdük. Bu ev için de Anıtlar Kurulu’ndan izin alma süreci dört yıl sürdü. Daha sonra aradaki duvarı yıkarak bahçeyi büyüttük. Zamana yayılmış ve ihtiyaçlar doğrultusunda oluşmuş bu evler, çok huzur bulduğumuz yaşam alanlarımıza dönüştü. Şu anda bahçedeki yaşam evin içindeki yaşamdan daha fazla yer tutuyor, ama bu da bizim özgürlük hissimize çok uygun düştü. 

 

Kuzey Ege’de seni çeken ne oldu? 

 

Uçsuz bucaksız bakirliğini, basit ama temiz yaşam alanlarını ve yıllar içinde sahici insanlardan oluşan arkadaş grubumu seviyorum. 34 yıldır buralı olmaktan ötürü köylülerle iç içe, farklı bir dostluk kurmuş olmak ayağımı yere hep sağlam basmamı sağladı. Bu sahiciliği çok seviyorum. Mevlide’yle beraber fasulye ayıklamak ya da Ülzile’nin sorunlarına dert ortağı olmak bana çok iyi geliyor.

 

Aynı zamanda burada üretiyorsun da… Bir günün nasıl geçiyor? 

 

Pandemi sürecinin tamamını neredeyse burada geçirdim. Kışın Gemedere kenarında yürüyüşler yaptık. Ama onun dışında ürettim de… Önce evin bahçe taşlarına Kadir Usta ile yaşam çiçeğini, sonra da bazı takılarımın büyük ölçekli hallerini köydeki demirci ustası Remzi ile yaptık. Böylece bahçem heykellerle dolup taştı.

 

Bölgede en çok sevdiğin yerler neresi? 

 

Benim icin hâlâ limandaki Muzaffer’de (Yıldız Otel) yemek yemek en otantik şey. İlk kez 1985’de orada yemek yemiştim. Sayısız  yılbaşı gecesini arkadaş gruplarımızla orada geçirdik. Uzun evin avlusunda valsler yaparak yeni yıla girdik. Liman, bugün bile beni hâlâ etkilemeye devam eder.

 

Assos ve çevresinin popüler oluşuyla ilgili bir kaygı var. Ne düşünüyorsun bu konuda? 

 

Elbette yeni çok yer açıldı ama ben otantik olanı severim. Mesela Pizza Mera sevdiğim yerlerden biri. Bu bölge gelişmeye devam edecek, bu kaçınılmaz. Umarım sahiciliğini yitirmeden gelişir. Güzel insanlarla dolar. En büyük korkum sitelerin oluşması. Bu durumun çoğalması bölgenin her yer gibi olmaya başlaması demek… Umarım bu gerçekleşmez. 34 yıldır bu kurtarılmış bölgede çok güzel yıllarımız oldu. Çocuklarımızın ve torunlarımızın da aynı keyifle, lavantaları tarladan toplayıp zeytinliklerin içinde kelebekler peşinde koşarak, Nuri Efendi’nin hayatını dinlemeye devam etmelerini isterim. Pırıl pırıl deniz sularında, kendi topladıkları balıkları yiyip kendi hikâyelerini oluşturmalarını da… 

bottom of page